Murat Çetin
Kadınlar, gururlanmak isterler; kendileriyle, kocalarıyla, çevreleriyle gururlanırlar.

Hiçbir durum, insanın korktuğu kadar kötü değildir çoğu zaman.

ölüm cezasına çarptırılacakları yere doğru yürüyen adamların cesaretini anlatıp durur herkes. Oysa başka bir insanın tanrının günü çektiği acıya doğru biraz serinkanlı yürüyebilmek için de, bir o kadar cesaret gerektiği olur.

yani hiçbir insanın başka bir insanı gerçekten anlayamayacağını, onun mutluluğunu sağlayamayacağını

Scobie, kendi yarattığını sevecek kadar insanca duyguları olan bir Tanrıya inanabilirdi ancak.

Scobie, bir yabancının yaşantısına duyulan yoğun merakla —gençlerin yanılıp sevgi sandıkları merakla— dinliyordu.

Birine 'sensiz yaşayamam' dediğimiz zaman, 'senin acı çektiğini, mutsuz olduğunu, yoksul kaldığım bilerek yaşayamam' demek isteriz aslında. Ancak bunu söylemek isteriz. O ölünce, bizim sorumluluğumuz da biter. Artık yapabileceğimiz bir şey yoktur. Huzur içinde kalırız."

Eli Scobie'nin üstündeydi. Bagster in ayak sesleri uzaklaşınca, ağzını kaldırdı; öpüştüler. İkisinin de tehlikesiz sandıkları şey; dostluk, güven ve acıma duygusu kılığına girip, onları aldatan bir düşmanmış aslında.

Kelebekler mi sevişirken ölürmüş? Ama insanlar sevişmenin sonuçlarına göğüs germek zorundaydılar.

Scobie yaşamıştı, biliyordu. Tutkunun öldüğünü, sevginin yok olduğunu; ama acıma duygusunun olduğu gibi kaldığını biliyordu. Hiçbir şey azaltamazdı acıma duygusunu. Yaşam koşulları her zaman beslerdi bunu. Yeryüzünde bir tek kişi vardı açınmaması gereken... O da Scobie'nin kendisiydi.

İnsanlar yaşlanınca, ikiz gibi olabilirler. Geçmiş, onların ortaklaşa paylaştıkları dölyatağıdır.

Ömrümde ilk kez, birine mademki öyle dedin, öyle olsun desem ne çıkar sanki?

Hepimizin yüreğindeki acımasız zorba, sevdiğimiz bir iki kişinin mutluluğunu sağlamak için, binlerce yabancının mutsuzluğunu göze almaya hazırdır.

"Biliyor musunuz, oraya hiç çıkmadım o günden beri..."
"Nereye çıkmadınız?"
Wilson, sevdalanmayanlar için zamanın çok çabuk geçtiğini anladı.

Ne var ki, insanların birbirlerine sevgisinde zafer yoktur hiçbir zaman, ölümün ya da kayıtsızlığın son ve kesin yenilgisinden önce, küçük çapta bazı taktik başarılar vardır olsa olsa.

Ama insan akıllı davranmalı: Umutsuzluğun kep sürüp gitmediğim bilmeli (acaba gerçekten sonu var mıdır umutsuzluğun?); sevginin de sürüp gitmediğini bilmeli (ama işte, sırf sevgi sürüp gitmediği için, umutsuzluk sürüp gidiyor ölüme dek).

Ölümü en çok özlediği anda ölemez insan.

insan, başına gelebilecek felaketlerin en kötüsünü kesinlikle öğrenince, bir çeşit huzura kavuşur, "diye düşündü.

"Boyuna yalan söylemek durumunda olanların, başkalarına da güveni kalmaz,"diye düşündü Scobie. "Ben yalan söylüyorsam, ben haince davranıyorsam, başkaları da yalan söyleyebilir, başkaları da haince davranabilir. Benim dürüst olduğum konusunda bahse girenler, bu bahsi kaybetmezler mi? Ali dürüsttür diye bahse girsem, kaybetmez miyim ben de?Benim foyam meydana çıkmadı, onunkisi de meydana çıkmadı, işte bu kadar. "

Eskiden başım çok belaya girdi kadınlar yüzünden. Şimdi çok daha rahatım; çünkü çaresini buldum. Binbaşı Scobie, tek çare, insana vız gelmesidir bütün bunların. İkisine de dersiniz ki: Bana vız gelir.Canımın istediğiyle yatarım. İsterseniz beni olduğu gibi alın, isterseniz bırakın. Vız gelir bana. Ve kadınlar hep sizi alır

"Ben hiçbir zaman dürüst olmadım, Yusef. Ama dürüst olmadığımın kendim de farkında değilmişim, işte o kadar. Son neyse, başlangıç da odur diyen bir atasözü vardır, bilirsin. Ben dünyaya geldiğim an, burada seninle karşılıklı oturmuş.viski içiyordum ve biliyordum ki... "

Başkalarının ölümüne bir suçluluk duygusundan ötürü önem veririz. Yoksa biri öldü diye insan üzülmez.

gençliğinde, sevginin karşısındaki insanı anlamakla bağıntılı olduğunu sanırdı. Ama yaşlandıkça, hiçbir insanın hiçbir başka inşam anlamadığı kanısına varmıştı. Sevgi, karşısındakini anlamak isteğiydi. Ne var ki, insan, karşısındakini anlamaya anlamaya, bu istek de yok oluyordu; ya da bu, acı veren sevecenliğe, bağlılığa, acıma duygusuna dönüşüyordu.
0 Responses