Murat Çetin
Yaş ilerleyince böyle oluyor. Bir konuyu anlatmaya kalktığınızda geçmişten öyle çok olay ve anıyı çağrıştırıyorsunuz ki anlatımınız uzayıp duruyor.

Yaş ilerlediğinde öğrenmek yerine, öğrendiklerimi kullanmaya çalışmış olduğumdan, aklımı çalıştırmayı unutmuşum. Yeni yorumlar üretmek, kavramları anlamak zor oluyor... Unutkanlık denen illet bu olmalı... Bence yaşlıların öğrenmelerinin yavaş olmasının en önemli nedeni; Öğrenilenle eski birikimleri birleştirip yeni yorum üretmekte karşılaşılan güçlük olmalı. O kadar çok bilgiyi toparlayıp, bağlantılar kurmak, sonra onların arasından en uygun yorumu çıkarabilmek hem çok güç, hem de çok zaman alıcı. Gençlerde öyle mi ya? Öğrendiklerini eski bilgileriyle karşılaştırınca, uygun bir bağ bulamadıklarında hemen yeni kavramı ezberleyip, olduğu gibi kabul ediyorlar. Sonra bu kavramın üzerine yeni öğrendiklerini ekleyip teknolojiyi öğreniyorlar. Ben yeni öğrendiklerimi irdeleyip sindirmeye çalışırken, onlar çoktan yapılaşmaya başlayan bilgi birikimlerine yenilerini eklemiş oluyorlar…

kibarca bilgisayarı bana uzattı. Elimi uzatıp kara kutuyu ondan alırken, içimden kendime sesleniyordum: "Heyecanlanıp ürkme sakın. Yaban hayvanları da böyle eğitilirmiş. Onlar korktuğumuzu sezermiş. Korktuğumuzu sezdiklerinde, tepki gösterir hırçınlaşırmışlar. Bu da onlara benziyor olmalı. Baksana yetkin ellerde nasıl da uslandı..."
0 Responses